Beni işe alın Sayın İyi Adam, lütfen! Ağzıma tıkılmış bir topaç çaputla Dönmedolaplarda suyla ekmek için On iki saat koşturun sokaklarda Kafama zincirler vurun Putrellerde kesin ellerimi Enerjiyim, kan ve kasım Kullanın beni Sayın İyi Adam Ucuz bir hammaddeyim ben! Har vurun yüreğimdeki güneşi Gücümü soğutun rende tezgâhında Eriyene kadar derim Asitle işleyin beni ince şeylere Tıraşsız yüzümü kazıyın, beyim Rengimi açın! Soğuğum, titreyişim ben Ters çevirin kızağımı Küreyin karımı, balçığımı Kuru bir ayaz bırakın beni yalnız Yokluğa alıştırın sayın varsıllık Terimle yivleyin kusursuz sütunları Geçerken yollarını bilmediğim bu çağdan Parçalayın ağaçlarını ormanımın Bitimsiz bir bozkıra sürün Kütük gibi yarılsın Beynimdeki birikim Soluğumdaki ritim Su gibi sızıp yitsin O dirim yüklü gürleyiş Boğazımı yurt belleyen örümcek Kuruyan damarları ellerimin Kalbime müze gezdiren çiçek Korkum, kırık silahım, esaretim… Sefil yazılarla dolu Bir öndeyiş