Text
(Verse 1)
Bu gemideyiz, boşluk derin,
Ayhan, Neriman ve bilmece gizlenmiş derin,
Soğuyan çelik, kırılıyor, çatlıyor,
Bir adım daha atsak belki kayboluruz, yok oluyor.
Camborg’lar cam gibi, soğuk ateşler,
Virüs dediler bize, anlamaz kimse gerçekler,
İç içe geçmiş dijital bir evren,
Mimar’ın adı yankılandı, tüm yollar sona eren.
(Chorus)
Soğuyan bulut, kanıyor asit karları,
Sarmış etrafı bu çürük yanılgı,
Adını duyunca bütün sistem biliyor,
Kaçacak yer yok, karanlık eriyor.
(Verse 2)
Neriman anladı, çare yok burada,
Mimar yüzleşiyor geçmişle, sonsuzluk pusuda,
Enes’in elinde eski bir anı,
Ama bu hayaller de kırık dökük camdan sahne.
Jack sorar, nedir gerçek, nedir hayal?
Zamanda asılı kalan, soğukta soluk bir misal,
Görkem yok artık, Eşref kaldı geride,
Her şey silindi, geçmiş kayboldu izlerinde.
(Chorus)
Soğuyan bulut, kanıyor asit karları,
Sarmış etrafı bu çürük yanılgı,
Adını duyunca bütün sistem biliyor,
Kaçacak yer yok, karanlık eriyor.
(Bridge)
Cam kırıklarında yankılanan sesler,
İsimler kayboluyor, yüzler silikleşiyor,
Hiçliğin derinliklerinde sessiz bir çığlık,
Şimdi yok oluşun kucağında buluruz ışık.
(Chorus)
Soğuyan bulut, kanıyor asit karları,
Sarmış etrafı bu çürük yanılgı,
Adını duyunca bütün sistem biliyor,
Kaçacak yer yok, karanlık eriyor.
(Outro)
Kapanan kapılar, silinen izler,
Bu gemi artık bir hayal, sessiz hüzünler,
Ve asit karları iner yavaşça,
Gemi Bulutsan’ın son sahnesinde, bir boşlukta.