Testi
Nakarat: Nasıl da astın Mefaret Hanım kendi de kendini,
Çifte doktorlar doğradı o beyaz tenini,
Söyledi Neriman, bir türküyle usulca,
Kurtuluş değil, tarih bir yolculuk olsa da.
Kantinde bir çaycı, Gürkan abi yanı başında,
Kime ne, sorular dönüp duruyor başında,
Mimar aradı, buldu zamanın ardında,
15 Ekim, 2014, o an bir anıydı, o an bir sır.
Nakarat: Nasıl da astın Mefaret Hanım kendi de kendini,
Çifte doktorlar doğradı o beyaz tenini,
Söyledi Neriman, bir türküyle usulca,
Kurtuluş değil, tarih bir yolculuk olsa da.
Ayhan ve Mimar, peşinden gitti Erol’un,
Şekil değiştiren uzaylı, eski bir dost muydu?
Mlobpara geldi, kara çay kaşığı ile düşerken,
Efsaneler buradaydı, ve hayat bir yoldan geçerken.
Nakarat: Nasıl da astın Mefaret Hanım kendi de kendini,
Çifte doktorlar doğradı o beyaz tenini,
Söyledi Neriman, bir türküyle usulca,
Kurtuluş değil, tarih bir yolculuk olsa da.
Sisam Adası, Bodrum Hakimi, yılların arkasında,
Bir zaman makinesi, uzayda ne zaman kaldı?
Mimar, Neriman’a dedi: "Geldiğimiz yer,
Bir zamanın ötesi, gökyüzüne bak!"
Nakarat: Nasıl da astın Mefaret Hanım kendi de kendini,
Çifte doktorlar doğradı o beyaz tenini,
Söyledi Neriman, bir türküyle usulca,
Kurtuluş değil, tarih bir yolculuk olsa da.
Sonunda dönerken zaman, silinir her anı,
Ama bu türkü, hep anımsar bize,
Efsaneler, tarih ve insanlar,
Bir daha bulur belki, kaybolan her şeyin sırrını.